Büyüme kıkırdağı, çocukların büyüme süreçlerinde önemli rol oynayan eklem bölgelerindeki kıkırdaklardır. Bu kıkırdaklar, büyüme tamamlandığında işlevlerini durdururlar. Ancak bazı durumlarda bu bölgelerin hasar görmesi, gelişimi henüz tamamlanmamış çocuklar için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Büyüme kıkırdağı zedelenmesi düzgün bir şekilde tedavi edilmezse ciddi ve kalıcı sorunlara yol açabilir.

Yaz aylarında çocukların açık alanlarda daha fazla oyun oynamaları nedeniyle bu tür yaralanmalar artış göstermektedir. Büyüme kıkırdağı, çocuklarda yetişkinlerinkinden oldukça farklıdır. Eğer büyüme kıkırdağı olarak adlandırılan bölge yaralanırsa ve tedavisi geç veya uygun olmayan bir şekilde yapılırsa, ilerleyen yıllarda o uzuvda eğrilik veya kısalığa neden olabilir. Bu tür yaralanmalar hayati tehlike taşımaz ancak çocuğun ileri yıllarda sağlıklı uzuvlara sahip olabilmesi açısından çok önemlidir. Cerrahi müdahalede büyüme kıkırdağı doğru bir yöntemle tamir edilmezse, bacak açılı yani eğri bir bacak oluşabilir. Çocuğun boyu uzamaya devam edeceğinden, kemik büyümesi tamamlanana kadar eğrilik ve kısalık miktarı da artacaktır. Büyüme kıkırdağının 17-18 yaşına kadar devam ettiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle çocuklarda kemik yaralanmaları dikkatle uzman doktorlar tarafından değerlendirilmelidir ve hiç vakit kaybetmeden tedavileri yapılmalıdır.

Güncel bir tedavi yöntemi olan "skopi," kırık bölgesini hiç açmadan, bir röntgen cihazı altında kırık parçalarını eski haline getirebilme imkanı sağlar. Bu cihaz, kırık bölgesini hiç açmadan teller veya vidalar tarafından tespit eder. Ameliyat sonrasında hastanın vücudunda 4-5 tane küçük delik izi kalır. Operasyon sonrasında çocuklar yetişkinlere göre daha hızlı iyileşir. İyileşme süresi kemiğin çeşidine göre 4-8 hafta arasında değişmektedir. Kalça kırığı ortalama 6-8 haftada, el bileği kırığı ise 4 haftada iyileşebilir. Büyüme kıkırdağı yaralanmalarında çocuklar, yetişkinlere göre hem bedensel hem de ruhsal olarak adaptasyon yeteneklerinden dolayı tedavi süreleri daha kısa olmaktadır. Çocukların dokuları yetişkinlere oranla daha elastiktir. Hem tedavi öncesi hem de tedavi sonrasında hayata geçiş döneminde çocuklar daha çabuk uyum sağlarlar. Buna bağlı olarak fizik tedavileri de kolay ve çabuk tamamlanır.